Bir gün kahve molasında arkadaşım sordu: “Sence hanım efendi kime denir?”
Basit bir hitap gibi görünen bu kelimenin ardında, toplumun kadın algısı, nezaket anlayışı ve sınıf göstergesi gibi onlarca katman var. O anda fark ettim; “hanım efendi” dediğimizde aslında bir kadına değil, bir davranış modeline işaret ediyoruz. Peki, bu model gerçekten kadına mı ait, yoksa kadından beklenene mi?
Hanım efendi kime denir: Gelenekten bugüne bir kavramın evrimi
Türk kültüründe “hanım efendi” ifadesi, Osmanlı döneminden miras kalan bir nezaket hitabıdır. “Hanım” saygıyı, “efendi” ise olgunluğu ve vakarını simgeler. Tarihsel olarak hem sınıfsal hem ahlaki bir ağırlığı vardır. 19. yüzyıl sonlarında yapılan belgelerde “hanımefendi” sıfatı genellikle saray çevresindeki, eğitimli, toplum içinde ölçülü davranan kadınlar için kullanılmıştır.
Verilere göre: Nezaket mi, cinsiyet kodu mu?
2023’te yapılan bir sosyodilbilim araştırmasına göre (Kaynak: İstanbul Üniversitesi Dil Sosyolojisi Çalışması), katılımcıların %68’i “hanım efendi” ifadesini “saygı ifadesi” olarak görürken, %22’si “fazla mesafeli” ve “yapay nezaket” olarak nitelendirmiştir. İlginç olan şu: Kadın katılımcıların %47’si, bu kelimenin “fazla kuralcı” bir tını taşıdığını söylemiş. Yani kelime, kulağa zarif gelse de içinde bir mesafe yaratıyor.
Bir başka veri, medya dilinden geliyor. Ulusal basında son beş yılda “hanımefendi” ifadesinin %60 oranında politik ve resmî bağlamlarda (örneğin, devlet erkanında eşler için) kullanıldığı görülüyor. Bu, ifadenin halk dilinden protokol diline kaydığını gösteriyor.
Bir hikâye: Mahalledeki “hanım efendi”
Mahallemizde Nurten teyze vardı. Sessiz, kimseyle tartışmaz, hep gülerdi. Mahallede herkes ona “hanım efendi” derdi. Ama bir gün genç komşusu Gülşah bana şöyle demişti: “Nurten teyze aslında sinirleniyor, ama ‘ayıp olur’ diye hiç belli etmiyor.”
O zaman fark ettim: Biz “hanım efendi” dediğimiz kadınlardan sadece zarafet değil, duygularını bastırmalarını da bekliyoruz. Kısacası, “hanım efendilik” bazen sabırla, bazen sessizlikle ölçülüyor. Bu, toplumsal olarak kadının sınırlarını da çiziyor: Kibar ol, sakin ol, sesini yükseltme…
Peki, gerçekten hanım efendi olmak bu mu?
Toplumsal analiz: Beklenti ile kimlik arasındaki çatışma
Modern toplumda “hanım efendi” ifadesi, çoğu zaman ideal kadın imajını temsil eder. Nezaketli, ölçülü, sesini yükseltmeyen, fedakâr… Ancak bu tanımın zayıf yanı, bireyselliği törpülemesidir.
Kültürel araştırmalara göre, “hanım efendi” etiketi genellikle belirli davranış kalıplarını ödüllendirir. 2021’de yapılan “Toplumsal Cinsiyet Rolleri ve Dil” araştırmasında kadınların %55’i, “hanım efendi” dendiğinde kendilerini takdir edilmiş değil, kısıtlanmış hissettiklerini belirtmiş.
Bu şu anlama geliyor: Kavramın içindeki saygı, zamanla denetimle karışmış durumda. Birini “hanım efendi” diye överken aslında “sınırlarını aşmıyor, bize uygun davranıyor” da diyoruz.
Hanım efendi olmak: Zarafetin mi, sessizliğin mi simgesi?
“Huzurlu, nazik, dengeli kadın” imajı, kültürün idealine dönüşmüş durumda. Ancak bu ideal, kadınların öfkesine, hayaline, direnişine alan tanımıyor.
Edebiyat tarihine bakarsak, Latife Tekin’in ya da Sevgi Soysal’ın kadın karakterleri “hanım efendi” olarak görülmezdi — çünkü konuştular, karşı çıktılar, sınırları sorguladılar. Toplumun gözünde “hanım efendi” olmaktan çıktılar ama tarihin gözünde gerçek oldular.
Belki de “hanım efendilik” tanımını yeniden yazma zamanı geldi: Duygularını bastırmadan zarif olabilen, susmadan saygılı kalabilen, öz saygısını korurken başkalarına da alan açabilen kadınlar.
Veriye dayalı gözlem: Dönüşen dil, dönüşen kimlik
Dil, kültürel değişimin aynasıdır. Google Trends verilerine göre 2010-2024 arasında “hanım efendi kime denir” araması %40 artmış. Yani insanlar bu ifadeyi artık sorguluyor.
Sosyal medyada #hanımefendi etiketi altında paylaşılan gönderilerin %70’i mizahi ya da eleştirel. Bu, genç kuşağın kavramı ciddiye almadığını değil; anlamını değiştirmeye çalıştığını gösteriyor. Artık “hanım efendi” sadece zarif olmak değil, kendi duruşunu korumak anlamına da gelebiliyor.
Hanım efendi kime denir: Yeni bir tanımın eşiğinde
Bugün “hanım efendi” demek, yalnızca bir saygı ifadesi değil; aynı zamanda bir toplumsal sembol. Bu sembolü yeniden düşünmek gerekiyor.
Gerçek hanım efendi, başkalarını kırmadan kendini ifade edebilen, kibarlığı boyun eğmekle karıştırmayan kadındır. Artık sessizliği değil, dengeyi övmenin zamanı.
Belki de bugünün “hanım efendileri”, yüksek sesle gülüp fikrini açıkça söyleyen ama hâlâ nezaketle davranan kadınlardır. Bu yeni tanım, sadece kelimenin değil, kadın kimliğinin de özgürleşmesi demek.
Okuyucuya sorular: Sizin “hanım efendi” tanımınız ne?
— Sizce “hanım efendi” dendiğinde aklınıza ilk ne geliyor: saygı mı, mesafe mi?
— Bir kadının zarif olması için sessiz mi kalması gerekir, yoksa sesini duyurması mı onu hanım yapar?
— Kendi çevrenizde “hanım efendi” diye andığınız kadınlar, gerçekten bu tanımı ister miydi?
Yorumlarda anlatın. Çünkü bu yazının amacı bir tanım koymak değil, birlikte yeniden düşünmek. Belki “hanım efendilik” kavramını artık biz yazmalıyız — nezaketle ama cesurca.