İçeriğe geç

Rojava nereye ait ?

Rojava nereye ait? Bu soruyu artık fısıldamayı bırakıp yüksek sesle tartışmanın zamanı

Rojava nereye ait? Bu ülkenin ve bölgenin kaderini uzaktan izleyenler için basit bir “harita” meselesi gibi görünebilir; ama Rojava, çizgilerden çok daha fazlası. Kuzey ve Doğu Suriye’nin (AANES) on yılı aşkın çalkantısında ortaya çıkan siyasal düzen, bugün aynı anda üç gerilim hattının üzerinde duruyor: yerel öz-yönetim talebi, Suriye’nin bütünlüğü ve bölgesel güvenlik denklemi. Bu yazı, “statükonun gölgesinde idare ediyoruz” diyenleri rahatsız edecek; çünkü meseleye tutkulu bir yerden bakıyorum: Rojava’nın geleceğini belirsizlik değil, açık bir siyasal mutabakat belirlemeli. Ya karar verip kuralları koyacağız ya da başkalarının koyduğu kurallara uymaya mecbur kalacağız.

“Rojava” adı romantik bir rüya değil; resmî metinleri ve kurumsal karşılığı olan, 2023’te güncellenen bir “Toplumsal Sözleşme”ye (AANES Social Contract) dayanan yönetim modeliyle var oldu. Bu sözleşme, çok-etnili, çok-dilli bir özerk idari yapı tarif ediyor. ([Rojava Information Center][1])

Tablo değişti: Suriye’de yeni sayfa, yeni pazarlık

Rojava nereye ait sorusunu 2025 sonbaharında soruyorsak, bağlam değiştiği için soruyoruz. Damaskus ile Suriye Demokratik Güçleri (SDG) arasında Mart 2025’te imzalanan entegrasyon çerçevesi ve Ekim 2025’te ilan edilen kapsamlı ateşkes, yıllardır “düşman kamplar” olarak kodlanan iki merkez arasında yeni bir pencere açtı. Bu pencereden bakınca Rojava’nın “Suriye’ye ait ama nasıl?” sorusu öne çıkıyor: Ülke bütünlüğü içinde anayasal güvence mi, yoksa gevşek bir konfederasyon mu? Ateşkesin Damaskus ve SDG komutanlığı tarafından birlikte duyurulması, bu tartışmayı kâğıt üstünden sahaya taşıdı. :contentReference[oaicite:1]{index=1}

Dahası, Ankara’da yapılan açıklamalarda Türkiye’nin SDG’ye “ayrılıkçı ajandayı terk edin” çağrısını yükseltmesi, Rojava’nın aidiyetinin artık sadece Şam–Kobani hattı değil, Ankara’nın güvenlik öncelikleriyle de belirlendiğini gösteriyor. Bu, “aidiyet = harita” düşüncesinin eskidiğinin kanıtı. :contentReference[oaicite:2]{index=2}

Zayıf halkalar: Yönetilebilirlik, meşruiyet ve güvenlik

1) Yönetilebilirlik: Kurum var, kapasite kırılgan

AANES’in kurumsal çerçevesi, yerel meclisler ve toplumsal sözleşmeyle tarifli; fakat uzun savaş yılları, göç ve sürekli güvenlik baskısı yüzünden kamu hizmetleri, adalet ve kaynak yönetimi alanları hâlâ kırılgan. Özellikle enerji ve su altyapısı, sınır-ötesi operasyonlar ile milis saldırılarının hedefi olduğunda tüm idari model tökezliyor. Bu kırılganlık, “Rojava nereye ait?” sorusunu “Rojava kime hesap verecek ve hangi mahkemede hakkını arayacak?” sorusuna çeviriyor. Ateşkesin kalıcı kurumlaşmaya evrilmesi burada belirleyici olacak. :contentReference[oaicite:3]{index=3}

2) Meşruiyet: Sandık, sözleşme ve merkezle uzlaşma

Meşruiyetin üç bacağı var: (i) yerelde toplumsal kabul, (ii) ülke ölçeğinde anayasal statü, (iii) uluslararası tanınma. 2025’te Şam’ın geçiş süreci çerçevesinde attığı adımlar, seçim ve entegrasyon tartışmalarını hızlandırdı; ama kuzeydoğunun sürece nasıl, ne zaman ve hangi şartlarla dahil olacağı hâlâ net değil. “Şam’la entegrasyon” başlığı, AANES’in kendi sözleşmesiyle Suriye’nin geçiş anayasası arasındaki çatışma/uyum noktalarını berraklaştırmayı zorunlu kılıyor. Aksi halde “iki hukuklu” gri alan, aidiyet tartışmasını sonsuza kadar askıda tutar. :contentReference[oaicite:4]{index=4}

3) Güvenlik: Türkiye, ABD ve yerel aktörler aynı masada mı?

Türkiye’nin saldırı–caydırıcılık sarmalı, SDG’nin PKK bağlantısına dair Ankara’nın sert yaklaşımı ve 2024–2025 dönemindeki askeri baskılar, Rojava’nın güvenlik denkleminde “komşu faktörünün” veto gücünü hatırlattı. Bu gerçek, “Rojava nereye ait?” sorusunu “Rojava nerede güven içinde yaşayabilir?” sorusuyla birleştiriyor. Aynı dönemde ABD’nin Suriye’deki askeri mevcudiyetini azaltıp tek üste yoğunlaştırma sinyali, yerel güç dengelerini yeniden oynatıyor: Şemsiye daralırsa, boşluğu kim dolduracak? :contentReference[oaicite:5]{index=5}

Provokatif ama gerekli sorular

  • “Rojava nereye ait?” sorusunu bir kimlik sorusuna indirgemek kolay; peki ya vatandaşlık? AANES yurttaşının vergi, hizmet ve adalet mekanizmalarına erişimi, Şam’la yapılacak entegrasyonda nasıl güvence altına alınacak? :contentReference[oaicite:6]{index=6}
  • Türkiye’nin güvenlik kaygıları ile yerel özyönetim talebi arasında karşılıklı tanımanın asgari zemini mümkün mü? Ateşkes, sınır güvenliği ve yerel idari yetkiler tek bir protokolde buluşabilir mi? :contentReference[oaicite:7]{index=7}
  • ABD’nin azaltılmış varlığı, güç boşluğu doğurursa, yeni düzenleyici aktör kim olur: Şam mı, yerel güç ortaklığı mı, yoksa bölgesel koalisyon mu? :contentReference[oaicite:8]{index=8}

Yanıtlara doğru: “Aidiyet”in üçlü formülü

Birincisi, anayasal netlik: Rojava’nın (AANES) statüsü ülke bütünlüğü içinde, açıkça tanımlanmış bir yerel özerklikle güvence altına alınmalı. Bu, Toplumsal Sözleşme’deki çok-etnili, çok-dilli temsili korurken, ülke çapında tek hukuk ve mali denetimle çelişmeyecek bir tasarım gerektirir. :contentReference[oaicite:9]{index=9}

İkincisi, güvenlik–yönetim ayrımı: Güvenlik düzeni (sınır, terörle mücadele, ağır silah) ile yerel yönetim (eğitim, belediye, kültür, dil) ayrı kanallarda ele alınmalı; SDG’nin entegrasyonu, yerel polis–jandarma modeline evrilirken ağır kuvvetler ülke komutasına bağlanmalı. Ateşkes bunun laboratuvarı olabilir. :contentReference[oaicite:10]{index=10}

Üçüncüsü, komşuluk mutabakatı: Ankara başta olmak üzere komşularla, sınır güvenliği ve geri dönüşlerin güvenli hale getirilmesi için denetimli, takvime bağlı bir mekanizma kurulmalı. Güvence olmadan aidiyet olmaz. :contentReference[oaicite:11]{index=11}

Rojava nereye ait? Cevap: Müzakereye, yazılı mutabakata ve cesarete

Bugünün Rojava’sı, kimin haritasına sığdırılacağı üzerinden değil, kimin haklarını ve güvenliğini koruyacağı üzerinden anlam kazanıyor. “Suriye’nin parçası” cümlesi tek başına yeterli değil; nasıl parçası olduğumuzu, kimin neyi yapacağını, kimin kimi denetleyeceğini yazmıyorsak, aidiyet bir slogandır. Oysa Rojava, slogandan fazlasını hak ediyor.

Şimdi mesele şu: Rojava nereye ait? Cevabı belli: Rojava, şeffaf bir anlaşmaya, tarafların birbirini tanıdığı bir gelecek tasarımına ve halkın güvenli yaşama hakkına aittir. Aksi, herkesin farklı cepheden kazandığını sandığı ama toplumun kaybettiği bir sonsuz savaş. Bu yazıyı okuyan herkes için son bir meydan okuma: Statükonun rahatına mı, yoksa risk alıp kalıcı çözüme mi aitsiniz?

::contentReference[oaicite:12]{index=12}

[1]: https://rojavainformationcenter.org/2023/12/aanes-social-contract-2023-edition/?utm_source=chatgpt.com “DAANES’ Social Contract, 2023 Edition – Rojava Information Center”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort
Sitemap
prop money